10 Mart 2013 Pazar

UZAKTAN


Uzunca bir süredir bloğuma yazamıyorum.
Serbest zaman azlığımdan kaynaklanan bu durum beni fazlasıyla rahatsız etmekte.
Artık haftada 1 gün de olsa Ordu Yorum gazetesinde
' UZAKTAN ' adlı köşemde sizlere yazmaya gayret ediyorum.
En kısa zamanda yine burada aranızda olmak dileğiyle..

31 Aralık 2011 Cumartesi

MUTLU YILLAR...


YEPYENİ BİR YILDA
TÜM İSTEMLERİNİZİN GERÇEKLEŞMESİNİ
DİLERİM..

1 Ağustos 2011 Pazartesi

!!! bu haFtanın tümCesi....

Çocukluğumda Tanrı'ya her gece bir bisiklet vermesi için dua ederdim..Baktım böyle olmuyor bende tuttum bir bisiklet çaldım ve geceleri Tanrı'ya beni affetmesi için dua etmeye başladım..
.............................................AL CAPONE....


26 Ocak 2011 Çarşamba

'' Her tercih bir kaybediştir. ''



'' Her tercih bir kaybediştir.''

Bu gece yaşam hikayesini ilgiyle izlediğim Türkan Saylan'ın hayatının anlatıldığı ' Türkan ' adlı dizide bir söze takıldım..
Gerçekten   her tercih bir kaybedişmidir ?

19 Ocak 2011 Çarşamba

hayyam'dan ...


Suskunluğum asaletimdendir.
Her lafa verecek bir cevabım var elbet,
Lakin bir lafa bakarım, laf mı diye,
Bir de söyleyene bakarım adam mı diye..

Ömer Hayyam

12 Aralık 2010 Pazar

12 ARALIK 2009 / 12 ARALIK 2010



Bugün 12 Aralık 2010
Bloğuma ilk yazılarımı bundan tam bir yıl önce yazmaya başlamışım. Geriye döndüğümde ilk yazılarımı yazmanın , yemek yapıp resimlerini bloğumda yayınlamanın bana verdiği mutluluğu hatırlıyorum. İlk heyecanla çok hızlı bir giriş yapmıştım beklide blog yaşantıma.. O sıralar serbest zaman bolluğundan bloğumla yeteri derecede ilgiliydim.. Baharla birlikte hayatımda ve işimle ilgili önemli değişiklikler oldu. Yeni kurduğumuz şirkette işler birden hızlanıverdi ve hiç ummadığım kadar çok işe koşturmaya başladım… Bloğuma da bu süre zarfında ilk günlerdeki kadar yoğun vakit ayıramadım.. Ama burada edindiğim sanal dostluklar sayesinde hiç tanımadığım bir çok kişiyle arkadaş oldum, onları takip eder hale geldim. Her gece kendi bloğuma yazamasam da onların neler yazdığını merak ettim ve onları okudum. Bazılarına naçizane yorumlar yaptım.
Bu kış bahara kadar yine serbest zamanımın daha çok olacağını tahmin ediyorum.. Birkaç yurtdışı projesi bahardan önce sonuçlanmazsa eğer yine   ‘ sohbet arası tarifler ‘ ile sizlerle olacağım…
Hepinizi çok seviyorum…..
Yaşasın Blog Kardeşliği…….

10 Aralık 2010 Cuma

HAYAT AKIP GİDİYOR...



Bir yerlerde tıkanıp kaldığında hayat, soluk almak güçleştiğinde,Yüreğin susup, mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını,Dağlara dönmeli yüzünü insan.
Yeni patikalar, yeni yollar seçmeli, yüreğini ferahlatacak;
Yeni insanlarla 'tanışmalı, yeni kesifler yapacak....
Hep isteyip de, bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa,
Gerçekleştirmeyi denemeli!
Her geçen gece, ölüme bir gün daha yaklaştığını; zamanın bir nehir,kendisinin bir sal olup da, O dursa da yolculuğun devam ettiğini anlamalı.
Baş döndürücü bir hızla geçiyorsa birbirinin aynı günler,
Her aksam aynı can sıkıntısıyla eve giriliyorsa,
Değiştirmeye çalışmalı bir şeyleri; Küçük şeylerle başlamalı belki; örneğin, bir kaç durak önce inip servisten, otobüsten; yürümeli eve kadar, yüreğine takmalı güneş gözlüklerini;
Gördüğünü hissedebilmeli! Sağlığını kaybedip, ölümle yüz yüze gelmeden önce,
Değerli olabilmeli hayat!
İlla büyük acılar çekmemeli, küçük mutlulukları fark etmek için!
Başkasının yerine koyabilmeli kendini;
Ağlayan birine "gül", inleyen birine "sus" dememeli!
Ağlayana omuz, inleyene çare olabilmeli!
Şu adaletsiz, merhametsiz dünyaya ayak uydurmamalı;
Sevgisiz, soysuz kalarak!
Dikeni yüzünden hesap sormak yerine gülden,
Derin bir soluk alıp, hapsetmeli kokusunu içine...
Günesin doğusunu seyretmeli arada bir, seher yeli okşamalı saçlarını...
Karda, yağmurda; sevincine, coşkusuna; fırtınada boranda;
Öfkesine, isyanına ortak olabilmeli doğanın!
Bir çocuğun ilk adımlarında umudu; bir gencin düşlerinde geleceği;
Bir yaşlının hatıralarında geçmişi görebilmeli!
Çalışmadan başarmayı, sevmeden sevilmeyi, mutlu etmeden mutlu olmayı beklememeli!
Ama küçük, ama büyük; her hayal kırıklığı, her acı;
Bir fırsat yasamdan yeni bir şeyler öğrenebilmek için; kaçırmamalı!
Çünkü; hiç düşmemişsen, el vermezsin kimseye kalkması için, hiç
Çaresiz kalmamışsan, dermanı olamazsın dertlerin; ağlamayı bilmiyorsan, neşesizdir kahkahaların;
Merhaba dememişsen, anlamsızdır elvedaların...
Ne, herkesi düşünmekten kendini, ne; kendini düşünmekten herkesi unutmamalı!
Bilmeli; çok kısa olduğunu hayatın; hep vermek ya da hep almak için...
Sadece, anlatacak bir şeyleri olduğunda değil,
Söyleyecek bir şey bulamadığında da dinleyebilmeli!
Aklı ve kalbiyle katılabilmeli sohbetlere...
Hafızası olmalı insanın; hiç değilse, aynı hataları, aynı bahanelerle tekrarlamaması için!
Soruları olmalı, yanıtları bulmak için bir ömür harcayacak!
Dostları olmalı, ruhunun ve zihninin sınırlarını zorlayacak!
Herkese yetecek kadar büyük olmalı sevgisi;
Ama, kapasitesi sınırlı olmalı yüreğinin ki, hakkını verebilsin
sevdiklerinin;
Zaman bulabilsin;
Bir teşekkür, bir elveda için...
Yasam dedikleri bir sınavsa eğer;
Asla vazgeçmemeli sevmek ve öğrenmekten;
Ama, herkesi sevemeyeceğini de her şeyi bilemeyeceğini de fark edebilmeli insan!
Tıpkı, her şeye sahip olamayacağı gibi...
Zamanın ninnisiyle, uykuda geçirmemeli hayatı...!

CAN DÜNDAR

18 Kasım 2010 Perşembe

!!! bu haFtanın tümCesi

'' sadece kötülerin nefret dolu sözleri ve hareketleri için değil , iyilerin dehşet verici sessizliğinden ötürü de bu nesil pişmanlık duymalı...''
 Martin Luther King

8 Eylül 2010 Çarşamba

'' hayır'Lı bayramLar.. ''


'' Tüm dostlarımın, blog arkadaşlarımın ramazan bayramını en içten dileklerimle kutlarken,
dış cephe mantolama , çevre düzenlemeleri, otopark asfaltlama ve peyzaj işlerinizde yanınızda olduğumuzu hatırlatır, niCe bayramLar diLerim... ''

10 Haziran 2010 Perşembe

buRaLardayım...

Kimseyi merakta bırakmayı sevmem, buralarda olduğumu bilmenizi isterim.
Çok yoğun bir iş koşturmasının içindeyim ve bu durum bütün bir yaz sürecek gibi..
en kısa zamanda yeniden görüşmek dileğiyLe...

19 Mayıs 2010 Çarşamba

zaman sadece birazcık zaman...

' durgun geçen 2009 kışından sonra hareketLi bir 2010' a yelken açmak bloğumla daha az iLgiLenmeme neden oLmakta... beni izLeyen tüm dostLarımdan özür diLerken en kısa zamanda aranızda oLmak istediğimi biLmenizi isterim...  sevgiyLe kaLın..

1 Mayıs 2010 Cumartesi

yaşasın 1 mayıs...


1 Mayıs 1977 de hayatını kaybedenleri saygıyla anıyorum...

16 Nisan 2010 Cuma

güzel bir güne uyanmak...


sabahın alacasında uyandığımda bugünün harika geçeceğine dair bir his kapladı içimi.. eşofmanlarımı giyip evden çıktığımda saat 07.05 şi gösteriyordu..
harika bir sabaha uyanmıştım. caddebostan sahile indiğimde  sabah sporu yapan insanların mutluluğunu yüzlerinden okuyabiliyordum. biraz ısınma hareketleri yaptıktan sonra fenerbahçeye doğru yürümeye başladım..üniversiteden kalma bir alışkanlıkla hızlı ve tempolu yürürken bir yandan da tanıdık insanlarla selamlaşıyor yüzlerinden güne nasıl başladıklarını anlamaya çalışıyordum.. büyük kulübü geçip fenerbahçeye geldiğimde güneş yükselmeye başlamıştı bile. dönüşte tempomu biraz daha arttırarak yürümeye başladım. parkurun sonunda aletli jimnastik yapılan alana geldiğimde tüm aletlerin dolu olduğunu gördüm. biraz soluklandıktan sonra çimlerin üzerinde esneme hareketlerine başladım daha sonra boşalan aletlerde 15 dakika çalıştıktıktan sonra eve gelip duş aldım.
evden çıktığımda saat 9:00 olmuştu bile. yol üzerindeki pastaneden sıcacık dereotlu poğaçalardan 2 tane aldıktan sonra ofise geldim.
güzel bir güne uyanmak ve günün devamının da güzel geçeceğini hissetmek harika bir duygu..
bugün çok neşeliyim. yazımı okuyan tüm dostlarıma geçen gün caddede resmini çektiğim papatyaları yolluyorum.. sevgiyle kalın...


15 Nisan 2010 Perşembe

silkiniyorum...

ısınma turlarına başladım artık,
yakında oyuna katılacağım ben de...

29 Mart 2010 Pazartesi

Fener Alayı...



Galatasaray'a Ali Sami Yen'de vermiş olduğumuz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz..

27 Mart 2010 Cumartesi

Milano'da Tuğçe rüzgarı...


Modellik kariyerini İtalya ve Paris'te sürdüren Tuğçe Kazaz Milano moda haftası kapsamında podyumlara çıktı ve bu pozuyla bloğumuzun bu haftaki ' Cumartesi Güzeli ' ünvanına hak kazandı..

26 Mart 2010 Cuma

!!! bu haftanın tümcesi

' kardan adamın saltanatı güneş doğana kadardır.'

23 Mart 2010 Salı

Güle güle büyük başkan...


O Fenerbahçe Galatasaray maçında Fenerbahçe'nin attığı golü alkışlayacak kadar yüreği kocaman bir spor adamıydı. Mekanın cennet olsun Özhan Başkan.. Nur için de yat..


22 Mart 2010 Pazartesi

Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek...


Bu hafta ezeli rakip, ebedi dost Galatasaray'a Ali Sami Yen' de vereceğimiz rahatsızlıktan dolayı şimdiden özür dileriz...

20 Mart 2010 Cumartesi

Rosie Huntington-Whiteley

Victoria's Secret'in Sevgililer günü için hazırladığı reklam kampanyasına 22 yaşındaki İngiliz model Rosie Huntington-Whiteley eşlik etti. Sevgililer gününe özel hazırlanan koleksiyonun tanıtımıyla karşımıza çıkan Rosie bu haftanın ' Cumartesi Güzeli ' olmaya hak kazandı.


 


!!! bu haftanın tümcesi

'  unutma ki ağzında bal olan arının
   kuyruğunda da iğnesi vardır..'

18 Mart 2010 Perşembe

Ömer Hayyam


.Doyacak kadar aşın varsa
Başının sokacak bir damın
İnsanoğluna kulluk etmiyorsan
Başkasının sırtında değilse geçimin
Tamam, güneşli günler içindesin...

Ömer Hayyam


15 Mart 2010 Pazartesi

Yazamıyorum...

epeydir birşeyler yazmak gelmiyor içimden..

2 Mart 2010 Salı

Korku

Bu ülkenin en önemli unsurudur:
Korku...
Baskın ve yönlendiricidir...
Sermaye kesiminden sendikalara...
Meydandan sivil toplum örgütlerine...
Sıradan vatandaştan aydınlarına kadar...
Korku; egemen ve belirleyicidir...

Sizi bu bakımdan anlıyorum aslında.
Ödünüz mü patladı?...
Yüreğiniz güm güm mü attı?..
Telaşlanıp sağa sola mı koştunuz?..
Dört bir yana tehditler savuran iktidar sahibinin pervasız gürlemeleri karşısında pısmak mı geliyor içinizden?..
Ya da...
Ya da bir yolunu bulup yalakalık yaparak sizi korkutan iktidar sahibine yanaşma, yamanma, şirin gözükme gereği mi duydunuz?..
Sindiniz mi?..
Korktunuz mu?..

Olsun...
Yürekleri cesur insanlar, size özgürlüklerinizi geri vereceklerdir...
Tarihte de hep böyle olmadı mı?..
Korkmuşların-sinmişlerin vazgeçtikleri onurlarını, yürekli insanlar verdikleri savaşlarla geri aldılar her zaman...
Bu ülkenin kurtuluş savaşı dahi; onursuzların teslimiyetine karşı, onurluların zaferi değilmidir?..

Korkmayın...
Onurlu-yürekli insanlar var...
Onlar; vazgeçtiğiniz kimliğinizi-kişiliğinizi-özgürlüğünüzü-haysiyetinizi size geri getireceklerdir...
Eziyet çekerek...
Çırpınarak...
Yakılarak...
Yanarak...
Gerekirse yok olarak...
Savaşarak, size onurunuzu geri vereceklerdir...
Er geç bu olacaktır...
Korkmayın...

Bekir Coşkun / 2.Mart.2010 / Habertürk

Bugün duygularımıza her zaman tercüman olan sevgili Bekir Coşkun'un bu yazısını okuyunca sizlerle paylaşmak istedim...     Korkmayalım...