30 Ocak 2010 Cumartesi

Közlenmiş Kırmızı Biberli ve Rokalı Patates salatası


Közlenmiş kırmızı biberli ve Rokalı patates salatası 

Mutfakta her zaman önceden haşlanmış patates bulundurmayı babannemden öğrendim. Evde yemek olmadığı akşamlarda hazır şinitzellerin yanına haşlanmış patateslerimle ya salata yaparım ya da güzelce kavurmasını yaparım,ikiside pratik ve lezzetli olur. Bugün, sizlerin de kolaylıkla yaptığı,  benim içine  Közlenmiş kırmızı biber ve roka ekleyerek hazırladığım patates salatamın tarifini veriyorum.

Malzemeler
* 1kg patates
* 3 adet közlenmiş kırmızı biber (hazır)
* 5 sap taze soğan
* 1/2 demet roka ya da yeşillik
* 2 adet sivri biber

Sos için ;
* 4 kaşık sızma zeytinyağ
* 1 limon suyu
* Bir tutam kırmızı pul biber
* Bir tutam fesleğen
* Bir tutam nane
* Bir tutam karabiber
* Yeterince tuz
Tüm malzemeleri yayvan bir kaba koyun, iyice karıştırın.

Hazırlanışı
Patatesleri yıkadıktan sonra derin bir tencereye koyun ve üzerini geçecek kadar su ilave edin.
Patatesleri yaklaşık 1 saat haşlayın, sonra suyunu süzerek soğumaya bırakın.
Rokayı yada yeşilliği yaprak yaprak ayırarak iyice yıkayın ,yeşil biber ve  yeşil soğanlarla birlikte doğrayın.
Közlenmiş kırmızı biberleride küçük küçük doğrayın.
Soğuyan patateslerin kabuklarını soyup geniş ve yayvan bir kaba küp küp doğrayın diğer malzemelerle birlikte harmanlayın.
Ayrı bir kapta hazırlamış olduğunuz sosu tüm malzemenin üzerine dökün ve bir salata tabağına alarak serviş yapın.




Adriana Lima

Geçmişte birçok ünlüyle birliktelikler yaşayan fakat Katolik  inançları nedeniyle hala bakire olduğunu açıklayan Adriana Lima şöyle konuşmuştu:
Seks evlendikten sonra olmalı. Seçimim bu olduğu için de erkekler saygı duymalı. Eğer saygı yoksa bunun anlamı beni istemedikleridir.
Adriana yaptığı iş hakkında ise şöyle düşünüyor:
Modellik zor bir iş, çalışma arkadaşlarınız sizin rakipleriniz ve bu da diğer kızlara olan bakış açınızı oldukça etkiliyor. Moda iyi enerjiyle ilgili. Duygularla ilgili. İnsanlara vermem gereken de bunlar, iyi enerji ve iyi duygular.
Yakın arkadaşları tarafında ‘Leah’ diye çağrılan, lakabıysa ‘LimaBean’ olan, kitap okumayı çok seven ve favori yazarı Gabriel Garcia Marquez olan Lima, oyunculuk ve fotoğrafçılıkta kendini geliştirmek istiyor.
Lima doğduğu yer Salvador, Bahia’daki ‘Caminhos da Luz’ (Ways of Light) öksüzler yurdunda yaşayan yoksul çocukların bakımlarına ve binanın tamir masraflarına yardım ediyor. Portekizce, İspanyolca ve İngilizce konuşabilen Lima şuanda DNA Models Ajansıyla çalışıyor ve Meksika’da bir barı var.Yakın zamanda ülkemize gelen ve Var mısın Yok musun'a katılan Lima sosyal sorumluluk projelerine verdiği destekten ötürü bu haftanın 'Cumartesi Güzeli' olmaya hak kazandı.

  
  
 

29 Ocak 2010 Cuma

!!! bu haftanın tümcesi

'' asLandan kaçarken sakLanıLacak en güveniLir yer  asLanın ağzıdır.''

TabuLe



Tarifi geçenlerde Milliyet gazetesinin cadde ekinde okuyup bloknotuma kaydetmiştim.
Yapmak düne kısmetmiş...Değişik lezzette bir salata oldu.. Arabita soslu makarnanın yanına da 
yakıştı doğrusu..


Malzemeler
* yarım demet maydonoz
* yarım demet taze nane
* 4 adet taze soğanın yeşil kısımları
* 2 diş sarımsak
* 1 su bardağı ince bulgur
* 1 limon
* 3 yemek kaşığı nar ekşisi
* yarım çay bardağı zeytinyağ
* yeterince tuz

Hazırlanışı
Maydonoz, taze soğan, taze nane, sarımsak ve domatesi küçük küçük doğrayın.
*  Bulguru yayvan bir kaba dökün, üzerine yarım bardak sıcak su ilave edin ve 20 dakika boyunca demlendirip şişmesini sağlayın.
* Yumuşayan bulgura doğramış olduğunuz malzemelerin hepsini ekleyin.
* Nar ekşisini, bir limonun suyunu, zeytinyağı ve tuzu ilave edip karıştırın.
   Tabuleniz servise hazır...

28 Ocak 2010 Perşembe

Organik ÜrünLer Pazarı


 
 
Kadıköy Belediyesi, Ekolojik Üreticiler Derneği ile işbirliği yaparak
Özgürlük Parkı'nda Organik Halk Pazarı açtı. Her çarşamba günü
Özgürlük Parkı'nda kurulacak olan Organik Halk Pazarı'nda sertifikalı
taze sebze ve meyvelerin dışında kurutulmuş organik ürünler de
satılıyor. Organik Pazarda, satıcıların bağırarak satış yapması yasak
ayrıca ürünler çevre dostu poşetler ve kese kağıtlarına konularak
müşteriye veriliyor.
            Kadıköylülerin uzun zamandır açılmasını beklediği Kadıköy Belediyesi Organik Halk Pazarı hizmete girdi. Kadıköy Belediyesi'nin Ekolojik Üreticiler Derneği ile bir araya gelerek projelendirdiği ve Özgürlük Parkı'nda açılmasını kararlaştırdığı Organik Pazar, 27 Ocak  Çarşamba günü açıldı. Organik Halk Pazarı'nın ilk gününe soğuk havaya rağmen Kadıköylüler ilgi gösterdi. Sadece Kadıköy’den değil, komşu ilçelerden de organik pazara GDO'suz ürün satın almak için gelenler, ekolojik pazarın kurulmasını olumlu karşıladılar. Plastik poşet kullanılmasının yasak olduğu pazara alışveriş için gelen Kadıköylülerin, özellikle
yanlarında çevre dostu bez torba ya da file getirmesi dikkat çekti.
"Kadıköylüler, kimyasal ürünlerle kirlenmeyen toprak ve sulama ile yetişmiş ekolojik ürünleri artık  Selamiçeşme'deki Özgürlük Parkı'nda bulabilecekler. Satılan taze sebze ve ürünleri 80 tezgahta bizzat üreticiler kendileri satıyor. Buradaki tüm ürünler sertifikalı, ayrıca ziraat mühendisleri tarafından kontrol ediliyor. Fiyatlar ise önümüzdeki haftadan itibaren bir komisyon tarafından belirlenecek. İlk gün olduğu için ufak tefek eksiklerimiz var, ancak önümüzdeki günlerde daha düzenli bir pazarımız olacak. Kadıköylüler, ekolojik ürünleri gönül rahatlığıyla buradan alabilirler"




27 Ocak 2010 Çarşamba

Arabita sosLu dirsek makarna



Malzemeler
* 1 paket dirsek yada penne makarna
Arabita Sos İçin
* 4 iri domates
* 1 adet iri kuru soğan
* 5 diş ezilmiş sarımsak
* 1,5 çay bardağı zeytinyağ
* 1,5 çay bardağı sıcak su
* yarım demet maydonoz
* 1 yemek kaşığı acı biber salçası
* 1,5 çay kaşığı karabiber
* yeterince tuz
*  1 çay bardağı ince rendelenmiş kaşar yada parmesan peynir

Hazırlanışı
Sosu hazırlamak için geniş bir tavada zeytinyağı kızdır.
İnce kıyılmış soğan ve ezilmiş sarımsakları tavaya alıp yumuşayıncaya kadar kavur.
Daha sonra doğranmış domatesleri ilave et ve suyunu çekene kadar kavurmaya devam et.
Makarnayı ayrı bir kapta haşla,
Tavadaki karışıma kıyılmış maydonoz , tuz, karabiber ve acı biber salçasını ilave ederek biraz daha kavur.
Sonra 1,5 bardak sıcak suyu ekle, ateşi kıs ve suyunu çekip sos yoğunlaşana kadar pişir.
Haşlamış olduğunuz makarnayı süz ve sosla karıştır.
Servis tabaklarına aldığın makarnanın üzerine peynir rendesi serperek servis yap.

Yalnızlar Rıhtımı


Epeydir İstanbul'da böyle kar görmemiştik. En yoğun yağdığı gün makinemi alıp Suadiye sahiline indim ve epey fotoğraf çektim.  Bu fotoğrafa da Erkin Koray'ın bir şarkısının adını verdim,
' Yalnızlar rıhtımı '


26 Ocak 2010 Salı

Lahana turşusu kavurması



Bizim memlekette yani karadenizde hemen her evde yapılır turşu kavurması, 
ama lahanadan,ama fasulyeden..
Rahmetli babannem Hasibe sultanın akşam üzerleri demlediği çayın yanına yapıp bize yedirdiği turşu kavurmalarının tadı hala damağımdadır.

Malzemeler
* Yarım kilo lahana turşusu
* 1 soğan 
* 1/4 demet maydonoz
* Ayçiçek yağı

Hazırlanışı
lahana turşularını ince ince doğrayın,
soğanı yemeklik doğrayın,
maydonozları ince ince kıyın,
bir tavaya ayçiçek yağını koyup yemeklik doğradığınız soğanları pembeleşinceye kadar çevirin,
içine lahana turşusunu atıp iyice kavurun,
ocaktan almaya yakın ince ince kıydığınız maydonozları tavaya atıp karıştırın,
turşu kavurmanız hazır..


Kuru Köfte




Malzemeler
* 1 kg kıyma
* 3 dilim bayat ekmek
* 1 adet soğan
* 1 yumurta
* 1 çorba kaşığı tuzot
* 1 çay kaşığı kimyon
* 1 çay kaşığı karabiber
* Kızarma yağı

Hazırlanışı
* Ekmek dilimlerinin kabuklarını kes ve hafifçe ıslat,
* Geniş ve yayvan bir kaba rendelenmiş soğan , ekmek dilimleri, kıyma, yumurta, tuzot, kimyon ve karabiberi ilave et .
* hazırlamış olduğunuz karışımı iyice yoğurun.
* İyice yoğurduğunuz malzemeden ceviz büyüklüğünde parçalar kopararak parmak şeklinde yuvarlayın.
* Bol kızgın yağda pişirin,
* Pişen köftelerin yağını kağıt havluda çektirin.

Köftelerin yanına önceden haşlanmış patatesleriniz varsa (ben her zaman elimin altında bulundururum) kabuklarını soyup enlemesine keserek köfteyi kızarttığınız yağda bir iki dakika çevirip, üzerine dereotu ve kırmızı pul biber serpiştirerek köftenin yanında servis yapın.

25 Ocak 2010 Pazartesi

Davet..




Bekliyorum;
Öyle bir havada gel ki,
vazgeçmek mümkün olmasın!



Orhan VeLi

23 Ocak 2010 Cumartesi

CRISTIANO RONALDO ARMANI İÇİN SOYUNDU...


Dünyanın en pahalı futbolcusu Portekizli Cristian Ronaldo, David Beckham'ın izinden gitmeye devam ediyor. Yıldız futbolcu şimdi de Armani için poz verdi. İngiliz futbolcu David Beckham ne yaparsa o da aynısını yapıyor...


*David Beckham, Manchester United'da oynadı, Ronaldo da...
*Beckham, Manchester United'da 7 numaralı formayı giyiyordu, Ronaldo da...
*Beckham, Manchester United'dan Real Madrid'e transfer oldu, Ronaldo da...
*Beckham Armani'nin jean ve iç giyim yüzüydü... Artık Ronaldo da Armani için çalışıyor...


 

Cristiano Ronaldo verdiği bu pozlarla bu haftanın Cumartesi Güzeli olmayı hak etti.

22 Ocak 2010 Cuma

Fırında kremalı dereotlu patates...



Hem pratik, hem lezzetli...

Malzemeler
* 1,5 kg patates
* 200 ml krema
* yarım demet dereotu
* 200 gr taze kaşar
* 1 çay kaşığı kırmızı pul biber
* bir tutam karabiber
* yeterince tuz

Hazırlanışı
Önceden haşlanmış patatesleri soy ve serçe parmak kalınlığında halka halka doğra.
Yuvarlak fırın tepsisini hafifce yağla.
Halka halka doğradığın patatesleri tepsiye balık sırtı diz.
Tuz, karabiber , kırmızı biber ve çok ince kıyılmış yaım demet dereotunu patateslerin üzerine serp.
200 ml lik 1 kutu kremayı patateslerin üzerine yay.
200 dereceye ayarlanmış fırında 30 dk pişir.
Tepsiyi çıkarıp önceden ince rendelenmiş kaşar peynirini patateslerin üzerine yay ve fırının ızgarasını aç, peynirler eriyene ve hafif kızarana dek pişirmeye devam et.

21 Ocak 2010 Perşembe

!!! bu haftanın tümcesi

' görünen gerçeğin ardında her zaman bir sır gizlidir.'

20 Ocak 2010 Çarşamba

2010 Türkiye'de Japonya Yılı




1890`da Japonya`da batan Ertuğrul Fırkateyni ile başlayan dostluğun 120. yıldönümü dolayısıyla 2010, Türkiye`de Japon yılı olarak kutlanacak.



 1887 yılında, Japonya İmparatoru Meiji'nin yeğeni Prens Komatsu, eşiyle birlikte Osmanlı İmparatorluğu'nu ziyaret etmiş ve Osmanlı Padişahı Sultan II. Abdülhamit tarafından kabul edilmiştir. Bunun üzerine, Sultan II. Abdülhamit, Tuğamiral Osman Paşa komutasındaki Ertuğrul Firkateyni'ni toplam 650 mürettebatıyla birlikte Temmuz 1889'da Japonya'ya göndermiştir. Haziran 1890'da heyet Yokohama Limanı'na ulaşmış, Tuğamiral Osman Paşa, Osmanlı İmparatorluğu yüksek nişanını İmparator Meiji'ye takdim etmiştir.
Eylül 1890'da heyet dönüş yolculuğuna çıkar, ancak, Ertuğrul Firkateyni Kobe'ye doğru yol almakta iken, Wakayama Eyaleti Kishu açıklarında tayfuna yakalanır. Şiddetli rüzgâr ve büyük dalgalar arasında Ertuğrul Firkateyni, Kashinozaki deniz fenerine doğru seyrederken maalesef kıyıdan yaklaşık 40 metre açıkta kayalıklara çarpmış ve batmıştır.
Bu gemi kazası, Osman Paşa himayesindeki 587 mürettebatın ölümüyle sonuçlanan büyük bir faciadır. Bu esnada, çevredeki halkın özverili çabaları sonucu 69 denizci kurtarılmış, daha sonra da duyarlılık gösterilerek Japon Donanması'na ait Kongou ve Hiei  isimli savaş gemileriyle İstanbul'a ulaştırılmıştır. Ayrıca kazazedeler ve geride kalan aileleri için Japonya çapında yardım toplanmıştır.
Ertuğrul Firkateyni'nin başından geçen bu kaza her ne kadar çok elim bir olay olsa da, ardından hem Japon Hükümeti'nin hem de Japon halkının gösterdiği yakın alaka Türklerin gönlünü fethetmiştir. Ertuğrul Firkateyni'nin Japonya'yı ziyareti ve meydana gelen bu facia, günümüzde iki ülke arasındaki dostluk ilişkilerinin başlamasına vesile olarak görülmektedir.
Kazanın meydana geldiği Wakayama Eyaleti Kushimoto ilçesine Ertuğrul Firkateyni Şehitleri Anıtı inşa edilmiş olup, her yıl anma törenleri düzenlenmektedir. Ayrıca, Kushimoto'nun kardeş şehir olduğu Mersin ilinde de Kushimoto'daki ile aynı formda Refah Şehitleri Anıtıinşa edilmiştir.


Bu logo, “2010 yılı”nı ifade eden 2010 sayısını Japon ve Türk bayraklarındaki sembollerle birleştiren biçimde tasarlanmıştır. Ayrıca “21” sayısı, 21. yüzyılda iki ülkenin dostluk ilişkilerini tasvir etmektedir.
“2010 Türkiye'de Japonya Yılı” Logo ve Slogan Yarışması'na Türkiye ve Japonya'dan çok sayıda başvuran olmuştur.Yarışmaya başvuran eserlerin tümü çok başarılı ve etkileyici olmakla birlikte Japonya Yılı Yürütme Kurulu ve 2010 Türkiye'de Japonya Yılı Sekreterliği'nce titizlikle gerçekleştirilen değerlendirme sonucunda, logo kategorisinde Tokyo'da ikamet eden Tooru NORITOMI'nin (30 yaşında, tasarımcı) üstte görülen eseri seçilmiştir.

Bir SMS = 50 Litre taze su..








Hayatta bazı şeylerin paha biçilmez olduğunu vurgulayan VISA reklamlarını hemen hemen hepimiz hatırlıyoruzdur. Benzer bir yöntemi Cordaid firması Afrika’daki fakir insanlara yönelik yardım kampanyasında kullanmış. Yardım kampanyaları genelde insanları kendi içinde sorgulatacak şekilde hazırlanır. Çünkü beklenen şey insanların vicdanını sorgulayarak yardım kampanyasına yada görmezden geldikleri konu üzerine hassasiyet göstermeleridir.
Bu kampanyadada vurgulanan nokta günlük hayatımızda kullanırken önemsizmiş gibi gelen rakamların aslında bazıları için paha biçilmez değerlerinin olduğunu göstererek o önemsiz rakamlarla aslında paha biçilmez bir yardım edebilecekleri konusunda ikna etmek.
Ve gerçektende düşündüğünüzde bir mesajınızla 50 litre taze su sağladığınızı atmamak elde değil. Daha fazla söze gerek yok kampanya görselleri herşeyi anlatıyor.

Ajans: Saatchi & Saatchi, Amsterdam
Yaratıcı Yönetmen: Magnus Olsson
Sanat Yönetmeni: Tim Bishop
Fotoğraf: Carl Stolz

19 Ocak 2010 Salı

Erotik Otobüs Durağı...

  
 

Bir İsveç içecek markası olan MER açıkhava reklamcılığıyla gerilla yöntemlerini başarıyla enteğre etmiş. Gündüz saatinde normal bir otobüs durağı pano reklamı gibi görünen panoda hava kararınca yanan ışıklarla birlikte sanki otobüs durağında birşeyler yapan bir çiftin olduğu izlenimini yaratacak şekilde gölge oluşturacak şekilde ayarlanmış. Reklamdan bağımsız şekilde tamamen dikkat çekmeye yönelik bu çalışma oldukça başarılı.

Ajans:
Storakers McCann, Stockholm
Metin Yazarı: Mia Cederberg
Sanat Yönetmeni: Mitte Blomqvist
Fotoğraf: Ragnhild Fors / Folio Management

18 Ocak 2010 Pazartesi

Amores Perros / paramparça aşklar, köpekler..


 İzlenecek filmler listesine aldığım 'Amores Perros' adlı filmi taşınmanın ardından yeni evimde seyretmenin keyfini yaşadım dün...
Uzun zamandır izlemeyi düşündüğüm bu filmde üç farklı hikaye bir trafik kazasıyla kesişir...
Amores Perros 
Oyuncular:
Emilio Echevarría - El Chivo
Gael García Bernal - Octavio
Goya Toledo - Valeria
Álvaro Guerrero - Daniel
Vanessa Bauche - Susana


Müzikler:
"Amores Perros" Control Machete
"La vida es un carnaval" Celia Cruz
"Pesada" Control Machete
"Yolanda" Los Gatos Negros
"Corazón" Titán
"La cumbia del garrote" Los del Garrote
"Gimme the Power" Banda Espuela de Oro
"Mentiras" Los del Garrote
"Coolo" Dante Spinetta Salazar
Lucha de gigantes" Nacha Pop
"Si señor" Control Machete
"Atacama" Gustavo Santaolalla


          Ödüller ve bilgiler:
* Film 2001 yılında "En İyi Yabancı Film" dalında Oscar'a         aday gösterildi ama kazanamadı.
* Alejandro González Iñárritu beklediği ödüle 6 yıl sonra 2006'da Fransa Cannes Film Festivali'nde Babel filmi ile kavuştu; En iyi yönetmen ödülünü aldı.
* Film 2001'de İstanbul Film Festivali'nde gösterildi ve büyük beğeni kazandı.
* Tarz olarak yönetmenin Quentin Tarantino'dan etkilendiği söylensede,filmlerinde şiddet ön planda değildir ve insan ögesi ön plandadır. Şiddeti ve bunu göstermeyi seven bir yönetmen değildir.
* BABEL filmine büyük yatırım yapan İnarritu, star olan yıldızlarla çalışmak isteyerek,Bradd Pitt'i başrolde oynattı. Bu filminde batı medyası ve manipulasyonlarına, medya saptırmalarına ustaca değindi. Bu filmde ki farklı hayatlarda ki insanları ve filmin başından itibaren bu insanların birbiriyle ne ilgisi var diye düşündüren bir akışın sonunda,ani bir olayla hayatlarının ve geleceklerinin nasıl kesiştiğini göstermesi, kendisini üne kavuşturan Amores Perros / Paramparça Aşklar ve Köpekler filminin akışının tekrarı olarak da düşünülebilir.
Filmin konusu: (Filmi izleyecekseniz konuyu okumamalisiniz!)
Meksika şehrinde bir trafik kazası üç kişinin yaşamını yitirmesine sebep olur. Genç delikanlı Octavio, kardeşinin karısı Susana ile kaçmaya karar verir. Köpeği Cofi'yi kaçışlarına yardımcı olacak paranın elde edilmesine aracı olarak kullanırlar. Uysal bir sokak köpeği Cofi'den bir köpek dövüşlerinin değişmez şampiyonu olan bir canavar ortaya çıkarır. Kardeşinin karısı ile yaşdığı dokunaklı aşk üçgeni, yasak aşkın geri dönüşsüz bir yol haline gelmesiyle daha da karmaşıklaşır.
Bu arada, 42 yaşındaki Daniel güzel model Valeria ile birlikte yaşamak için ailesini terk eder. Yeni hayatlarını kutladıkları gün Valeria trajik bir kazada sakat kalır. Peki her şeye sahip olduğunu düşündüğü anda tüm hayatı birden bire değişen Daniel ne yapacaktır? Bu kaza ve sakatlık,aşklarını yıpratmaya başlar, artık aşklarının gerçek sınanmasıdır yaşanan.
Yıllarca hapis yatmış kiralık katil olarak çalışan eski komünist gerilla El Chivo kaza yerine geldiğinde Octavio'nun ölmek üzere olan köpeği Cofi'yi bulur, onu alır ve iyileştirir. Bu karşılaşma, onun acı dolu geçmişiyle başa çıkmasına yardımcı olacaktır.Cofi eski mutlu,sakin günlerine kavuşmuştur ancak artık gizli dünyasına sakladığı vahşilik ve şiddet,El Chivo'yu çok üzecek bir acı süprize sebep olur. El Chivo, Cofi ile ne kadar benzeştiğini görür, kafasına silah dayadığı Cofi'nin "ben bana öğretileni yaptım" bakışı ile kendi iç çatışmasını yaşar ve köpeği vuramaz. Ancak olayların akışı, seyirciyi bile hadi artık dedirtecek bir noktaya getirir.Sonrası, kendisini saklamış ve uysal bir hayat sürmüş eski komünist bir gerillanın diğer yüzünün sahneye çıkmasıdır ki bu kötüler için sonun başlangıcıdır.

16 Ocak 2010 Cumartesi

Fındıklı Acıka

Evde her daim elimizin altında bulunur fındıklı acıka, çocuklar okuldan geldiğinde tost ekmeğinin üzerine sürüp atıştırmaya bayılıyorlar..

Malzemeler
* 1 su bardağı toz fındık
* 2 yemek kaşığı acı biber salçası
* 2 dilim bayat ekmek içi
* 1 çay bardağı fındık yağı
* 1 diş sarımsak
* 1 tatlı kaşığı pul biber
* yarım çay kaşığı kimyon
*  bir tutam karabiber
* yeterince tuz

Hazırlanışı
Ekmekleri ıslatıp diğer malzemelerle birlikte mutfak robotuna alın ve karıştırın.
Karışımı servis tabağına alıp, dövülmüş fındık ve maydonozla süsleyin.



FINDIK
Basit, yuvarlak  yaprakların kenarları çift dişli, ucu sivridir. Çiçekler yapraklardan hemen önce ilkbaharda açar. Erkek çiçekler  kedicik şeklinde 5-12 cm uzunluğunda sarı renklidir. Dişi çiçekler çok küçük, kış boyunca  tomurcuklarda  gizlenir, 1-3 mm uzunluğunda kırmızı renklidir. Nuks meyve 1-2-3 cm uzunluğunda 1-2 cm çapındadır, kabuğun etrafını tamamen veya kısmen kuşatan bir kadehcik bulunur. Kadehciğin şekil ve yapısı fındık türlerinin teşhisinde önemlidir.
Ticari değeri yüksek olan fındık Türkiye'de Giresun, Ordu illerinde tek tarım tipi (monokültür) olarak yapılır. Üretilen fındıkların %80'i Karadeniz'den sağlanır.   Türkiye, Dünya fındık üretiminde ilk sırada yer alır. Dünya fındık üretiminin %62-65 kadarını karşılar.Çok iyi bir enerji kaynağıdır, vücuda güç ve enerji verir, beden ve zihin yorgunluğunu giderir. Fındık, kalp ve damar sağlığı açısından çok faydalıdır. Kolesterolü düşürür, kalp ritmini ayarlamaya yardımcı olur. Düzenli olarak her gün fındık yemekkalp krizi geçirme riskini azaltmakta çok etkilidir. Kansızlığa iyi gelir, vücut ve kemik gelişimini destekler. Hamilelerin hem kendileri için hem de doğacak çocuk için fındık yemeleri çok faydalıdır. Cinsel gücü arttırır, varislere iyi gelir. Fındık, soğuk algınlığı ve akciğer hastalıklarına da faydalıdır. Ayrıca, cildi güzelleştirdiği bilinmektedir. En önemli özelliği ise kansızlığa çok iyi gelmesidir.

Armani'nin yeni yüzü Megan Fox...



Hollywood'un genç kuşak oyuncularından Megan Fox
''Armani Underwear''
iç çamaşırları ve Armani Jean reklamları için kamera karşısına geçti.
Markanın 2010 ilkbahar/yaz sezonu için hazırlanan ilk reklam kampanyasının çekimlerini Mert Alaş ve Marcus Piggott yaptı.
Emporio Armani iç çamaşırları ve Armani Jean'leri gençliği, tazeliği yansıtıyor.Bu yüzden Megan'ın mükemmel bir seçim olduğunu düşünüyorum.
 Megan Fox verdiği bu pozlarla bloğumun ilk Cumartesi Güzeli ünvanını haketti. 









ya sizce?

15 Ocak 2010 Cuma

Portakallı Pırasa




Malzemeler
* 1 kg pırasa
* 2 havuç
* 1 su bardağı portakal suyu
* 2 çorba kaşığı pirinç
* 1 kase arpacık soğan
* yarım çay bardağı zeytinyağ
* 1 çay kaşığı toz şeker
* yeterince tuz

Hazırlanışı
Pırasaları üç santim kalınlığında velev doğra,
İki adet havucu küçük küçük doğra,
Tencerede yarım çay bardağı zeytinyağıyla 2 adet havucu ve arpacık soğanları soteleyin.
Doğramış olduğunuz pırasaları tencereye ilave edin ve bir taşım karıştırın.
Bir su bardağı portakal suyunu ilave edin ve orta ateşte 15 dakika pişirin.
Pirinçleri, şekeri ve tuzu ilave edin ve kendi suyunda pişirin.
Soğuduktan sonra servis yapın.
Not: Pırasayı sulu sevenler pirinçleri eklerken 1 bardak su ilave edebilirler.

  


Portakal
Portakalın yararı C vitaminiyle sınırlı değildir. O, içerdiği 20 den fazla cevherlerle,manavlarda değil,eczanelerde satılması gereken gerçek bir ilaçtır,iksirdir...Hem besler,hem korur,hem de pek çok önemli hastalıkta,etken maddeleri bilinçli uygulandığında tedavi eder...
Portakal, turunçgiller familyasından bir ağaç. Boyu 2-10 metre arasında değişiyor. Yaprakları sert, dayanıklı ve düz kenarlı. Kabuklarından portakal esansı elde ediliyor. Eczacılıkta ve gıda sanayisinde kullanılıyor. Çiçeklerinden de portakal çiçeği esansı yapılıyor. Portakalın çekirdekli ve çekirdeksiz çeşitleri var. Çekirdeksiz cins olan yafa portakalı Finike, Mersin ve Hatay'da yetişiyor. Kalın kabuklu ve uzunca meyveli. Kabuklarından reçel yapılır. Dörtyol portakalı ise çekirdekli. İnce kabuklu ve sulu. Washington, çekirdeksiz, Güney Anadolu ve Doğu Karadeniz'de Rize çevresinde yetişiyor.
 
Kar, kış, soğuk ve kaçınılmaz olarak peşimizi bırakmayan grip, soğuk algınlığı... Hemen hepimiz portakalı grip tedavisinde kullanırız. C vitamini deposu olduğunu da biliriz. Ama hem C vitaminin yararları, hem de portakalın yararları bildiklerimizle sınırlı değil. Portakal C vitamininin yanı sıra B vitamini, potasyum, kalsiyum, magnezyum da içeriyor. Lifler, organik asitler ve şeker açısından da zengin. Ve tüm bu içerdiklerinin vücudumuza çeşitli yararları var. Portakal,kanseri önlemeden,kanı temizlenmesinden karaciğeri çalıştırmaya, cildi güzelleştirmekten anormal doğumları önlemeye kadar pek çok şeye yarıyor.